Bir günün 24 saate bölünmesinin tek sebebi, insanın gününü bu şekilde bölmeyi istemiş olmasıdır. Evrende saat ile, dakikayla veya saniyeyle ilişkili hiçbir şey bulunmaz. İnsanların bu şekilde bir bölümleme yapmış olmaları, yalnız kendi işlerini daha planlı yapabilmeleri içindir.
Dünyanın, doğudan batıya doğru, kendi ekseni çevresinde bir tur dönmesi belirli bir süre diliminde gerçekleşir. Geçen bu zamana ”bir tam gün” denir. Bilim adamları zaman dilimini kesin olarak ölçmek için yıldızları kullanırlar. Gözlem evlerinde, ”astronomik saat” denilen bir cihaz bulunur. Gün belirli bir yıldızın, evrende belirli bir notadan geçmesiyle başlar ve aynı noktadan ikinci geçişinde sona erer. İnsan, günü saatlere, saati dakikalara, dakikaları saniyelere bölerek bir astronomik günün tam uzunluğunu belirlemiştir. Buna nazaran bir tam gün, 23 saat-56 dakika ve 4.09 saniye sürer. Fakat günlük zamanda kullanım için böyle bir süre bölümlemesi pek çok güçlük çıkarır. Bu sebep ile 24 saatten oluşan bir gün belirleyip, dört yılda bir Şubat ayına bir gün ilave ederek ortaya çıkan süre farkını kapatırız.
İlk insanlar güneşin doğuşu ile batışı içinde geçen zamandan oluşan bir günden yararlanıyolardı ve gece geçen süreyi hesaba katmıyorlardı. Eski Yunanlılar için bir tam gün, güneşin batışından başlayıp ertesi günkü güneş batışına kadar geçen süreydi. Eski Romalılar için ise gün, gece yarısından başlayıp bir sonraki gece yarısına dek sürerdi. İnsanlar saati icat etmeden önce gündüz ve geceyi on ikişer eşit bölüme ayırıyolardı. Fakat bu bölümleme, mevsimlere göre gündüz ve gecenin uzunluklarının değişmesi yüzünden pek çok sorun çıkarıyordu ve şuan günümüzde tüm dünyada 24 saatten oluşan ve Eski Romalılar’ın yaptığı benzer biçimde gece yarısından başlayıp bir sonraki gece yarısında biten süre, bir tam gün olarak kabul ediliyor.
Yorum Yazınız