An’ı yaşamak? Acaba gerçekten de an’ı yaşıyor muyuz? Etrafımıza baktığımızda hangi zamanı görmekte ya da algılamaktayız? Geleceği ya da geçmişi görmek mümkün müdür? Ya da zaman içerisinde yolculuk yapmak! Birçok insan gibi hepimizin çok merak ettiği zaman içerisinde yolculuk mümkün müdür? İnsanoğlu bu soruları asırlardır kendine sormakta ve bir cevap aramakta. Ünlü bilim adamları ve Fizikçiler bu konular üzerine çok kapsamlı çalışmalar yapmakta fakat istedikleri sonucu tam olarak elde edememekteler. “Tam olarak” dedim çünkü zaman içerisinde yolculuk yapmak aslında mümkün! Yalnız, yapılan bu yolculuk şimdilik tek yönlü ve geriye doğru. Teorik olarak ta ileriye yani geleceğe yolculuk mümkün görünmüyor gibi. Peki, zaman içerisinde geçmişe doğru bir yolculuğu nasıl ve ne şekilde yapacağız? Aslında bu yolculuğu gerçekleştirmek için hiç bir şey yapmamıza gerek yok. Yaşamımız süresince farkında olmasak ta zaman içerisinde “geçmişe doğru” yolculuk yapmaktayız. Peki, bu nasıl mümkün olmakta ve biz nasıl farkına varamıyoruz?
Bu olayı anlamak için ilk olarak Fiziksel açıdan ışık ve görme olayından bahsetmemiz gerekir. Kısaca anlatacak olursak; insanın herhangi bir nesneyi görebilmesi için o nesnenin kendisinden yayılan veya nesneye çarparak yansıyan ışığın göze ulaşması yeterlidir. Göz tarafından algılanan ışık ışınları beyin tarafından işlenerek görüntüye dönüştürülür. Özetlersek ışığın mutlak suretle göze ulaşması esastır. Işık olmadığı sürece hiçbir nesneyi görmemiz olanaksızdır. Şimdi bunun zamanda geçmişe gitmekle ne ilgisi olduğunu merak edebilirsiniz. Fakat işin özü az önce bahsettiğim bu basit bilgilerde yatmakta.
Havanın açık olduğu bir yaz gecesinde hepimiz gözlerimizi gökyüzüne çevirip yıldızların o mükemmel güzelliklerine mutlaka dalıp gitmişizdir. Peki, baktığımız o yıldızların bizden ne kadar uzakta olduğunu biliyor muyuz? Ya da ışığın inanılmaz büyüklükteki hızından haberimiz var mı? Önce ışığın hızından bahsedelim. Evrende bugüne kadar bilinen en büyük hız, ışık hızıdır ve değeri 300.000 km\s dir. Yani ışık 1 saniyelik bir zamanda 300.000 km yol alabilmekte. Örnek verecek olursak ışık 1 saniyede dünyanın etrafında yaklaşık olarak 8 tur atabilmekte. Bize en yakın yıldız olan güneşten çıkan ışık ışınları dahi bu hıza rağmen dünyaya 8 dakikada ulaşmakta. Güneş sisteminin içinde bulunduğu Samanyolu galaksisinin boyutları yaklaşık olarak 55.000 ışık yılı kadardır. Bunun anlamı Samanyolu galaksisinin bir ucundan çıkan bir ışık ışını diğer uca 55.000 yılda ancak ulaşabilmekte. Bu arada ışık yılı denilen uzaklık ışığın 1 yılda gidebildiği yol olarak bilinir. Galaksimizin dışında keşfedilebilmiş ve uzaklığı milyonlarca ışık yılı olan yıldızlar vardır. Peki, bu ne anlama geliyor. Gökyüzünde gördüğümüz birçok yıldızın aslında şu anki halini değil de milyonlarca yıl önceki hallerini görmekteyiz. Çünkü o yıldızdan çıkan bir ışık ışını yıldızın şekil, yapı gibi özellikleriyle beraber çıktıktan, milyonlarca yıl sonra gözümüze ulaşmakta ve bizde yıldızın milyonlarca yıl önceki halini yani geçmişini görmüş oluyoruz. Bir bakıma geçmişe bakıyoruz. En basitinden güneşin dahi 8 dakika önceki halini görmekteyiz. Yani gördüğümüz o yıldızın şu anda orada olup olmadığını ya da başına neler gelip gelmediğini öğrenmek için maalesef 4–5 milyon yıl beklememiz gerekecek! Tabi ki buna da hiçbir insanın ömrü yetmez. Bu bahsettiğimiz mesele bir arkadaşımıza baktığımızda da geçerlidir. Fakat arkadaşımızla aramızdaki uzaklık küçük boyutlarda olduğundan bu etki küçük olsada vardır. Yani baktığımız yüz arkadaşımızın şimdiki değil de saniyenin milyonlarda biri kadar önceki halidir. Bu sebepten dolayı da hiçbir zaman istesekte o an’ı yaşamamız mümkün olmamakta. Çok ilginçtir ki gökyüzündeki bir yıldıza baktığımızda binlerce ya da milyonlarca yıl önceye, yanımızda oturup ta Fizik ya da Matematik sorusuyla boğuşan arkadaşımıza baktığımızda ise saniyenin milyonlarda biriyle ifade edilebilecek bir zaman önceye, geçmişe bakmaktayız. Dolayısıyla ne kadar uzağa bakarsanız o oranda da geçmişe bir yolculuk yapmış olursunuz.
Sonuç olarak farkında olmasak ta sürekli zaman içerisinde kâh milyonlarca yıl önceye, kâh şimdiki zamana çok yakın olan bir geçmişe yolculuk etmekteyiz. Her ne kadar, ne şimdiki zamanı nede geleceği görmek ve yaşamak olanaksız olsa da bugünü ve an’ı yaşamanız dileğiyle…
Bu yazı Koçaş Eğitim Kurumları Fizik Öğretmeni Metin Ünal tarafından yazılmıştır.
Yorum Yazınız